İçeriğe geç

Işıl Işık kaç abonesi var ?

“Işıl Işık Kaç Abonesi Var?” Üzerine Felsefi Bir İnceleme

Filozofun Bakışıyla: Abone Sayısının Ötesinde Bir Varlık Sorunsalı

Bir izleyici sayısı yalnızca “gerçek” bir birey ya da topluluğun göstergesi midir? Ya da bir içerik üreticisinin değeri yalnızca rakamlarla mı ölçülür? Bu soruların çevresinde düşünürken, “Işıl Işık kaç abonesi var?” sorusu salt bir istatistik talebinden ibaret değildir. Aynı zamanda, varlık ve değer üzerine etik, epistemolojik ve ontolojik bir düşünce alanı açar. Bu yazıda, sadece abone sayısına dair bilgi verip geçmeyeceğiz; bunun arkasında yatan anlamları, bileşenleri ve felsefi izdüşümlerini keşfedeceğiz.

Epistemolojik Katman: Bilgi ve Abone Sayısı

Epistemoloji bağlamında bakacak olursak, “abone sayısı bilgilendirici midir?” sorusuyla karşılaşırız. Webtekno kaynaklı bir habere göre Işıl Işık’ın kanalında yaklaşık 468 bin abone olduğu bildirilmişti. [1] Öte yandan başka bir kaynakta “1,02 Mn abonesi bulunmaktadır” ifadesi yer almıştır. [2] Bu çelişkili veriler, bilginin kesinliği ve güvenilirliği üzerine epistemolojik bir uyarı niteliğindedir. Bir rakam ne ölçüde güvenilirdir? Güncel mi? Hangi tarihte? Erkeksi/dişil fenomenlerle ilgili çıkarımlar ne kadar doğru? Bu sorular bizi; izleyici sayısının yalnızca nicel veri değil, nitel bir bağlam da taşıdığını düşünmeye götürür.

Epistemolojik olarak “abone sayısı” sahiden o kişinin ya da kanalın etkisini, görünürlüğünü, referans değerini gösteriyor mu? Veya bu sadece bir metrik midir, ama gerçek anlamda “etki” ya da “değer” sözü edilemez mi? Burada izleyici‑abone ilişkisinin, pasif bir sayıdan ziyade aktör‑izleyici ağlarının bir birleşeni olduğu anlaşılır.

Ontolojik Katman: Abone ve Varlık

Ontoloji açısından bakıldığında “abone sayısı” kişinin veya kanalın varlığının bir yansıması sayılabilir. Yani Işıl Işık’ın “468 bin” veya “1 milyon” abonesi, onun dijital dünyadaki varlığının işareti olarak okunabilir. Ancak şu soru kendini dayatır: Abone sayısı gerçekten o varlığın özünü mi oluşturur? Yoksa varlık, bir içerik üreticinin izleyenleriyle kurduğu ilişkide mi şekillenir?

Ontolojik olarak, “ben buradayım çünkü belirli sayıda insan beni takip ediyor” fikri bizi yalnızca nicel varlığa bağlar. Oysa varlık daha çok bağ, etkileşim, dönüşüm ve anlam üretimiyle ilişkili olabilir. Dolayısıyla abone sayısı ontolojik olarak görünürlük ve varlık düzeyinde bir kıstas olabilir ama eksiksiz bir varlık analizi için yeterli değildir.

Etik Katman: Metriklere Dayalı Yargılar

Etik açıdan “kaç abonesi var?” sorusunun taşıdığı yönler vardır. Bir içerik üreticisini yalnızca abone sayısı üzerinden değerlendirmek adil midir? “Yüksek abone = değerli, düşük abone = değersiz” gibi bir mantığı etik olarak sorgulamalıyız. Çünkü bu yaklaşım, insanları sayıların kurbanı haline getirebilir.

Ayrıca, içerik üreticinin etik sorumluluğu ve izleyiciye karşı duruşu, abone sayısından bağımsız olarak değerlendirilmelidir. Yani yüksek sayılara ulaşmak için içerik üretimi, algı yönetimi, izleyici beklentileri gibi birçok etik zorluğu beraberinde getirir. İzleyici‑abone ilişkisi bir anlamda “örgütlenmiş dikkat” paradigmasına dönüşür ve burada etik açıdan şunlar sorulabilir: Abone sayısının artışı izleyicilerin çıkarına mı hizmet ediyor? Yoksa sadece bir görünürlük yarışı mı?

Etik değerlendirme, yalnızca rakamların ardına bakmayı gerektirir: İzleyiciler ve abone sayısı üzerinden bir insanın ya da markanın değeri biçilemez.

Sonuç ve Düşündürücü Sorular

Özetle, Işıl Işık’ın abone sayısına dair iki farklı rakam bulunsa da (468 bin, 1,02 milyon) bu sayıların ötesinde üç temel düzlemde düşünmek önemlidir: epistemolojik (bilgi ve güvenilirlik), ontolojik (varlık ve görünürlük) ve etik (değer ve sorumluluk). Abone sayısı bir metrikten öte, sosyal bir fenomenin izini taşır.

Okuyucuya yönelik bazı düşünsel sorularla bitirelim:

Bir içerik üreticinin gerçek değeri yalnızca kaç abonesi olduğuyla mı ölçülür?

İzleyici‑abone ilişkisinin nicelikten ziyade niteliğini nasıl değerlendirebiliriz?

Yüksek abone sayısına sahip bir kanal, etik olarak izleyicisinin çıkarına mı hizmet ediyor, yoksa görünürlük için mi üretiyor?

Bir insanın dijital varlığı, rakamlarla mı belirlenir yoksa bağlarla mı şekillenir?

Bu sorular üzerine düşünmek, sadece Işıl Işık’ın abone sayısı üzerine değil, dijital çağda değer, varlık ve etik ilişkiler üzerine de derinlemesine bir bakış açısı sunar.

Sources:

[1]: “Korku Hikayeleri Anlatan Kadın YouTuber: Işıl Işık – Webtekno”

[2]: “Işıl Işık kimdir? Korku hikayelerin de tek kadın Youtuber mı?”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
betexper girişsplash