Kızılcık Çorbası Nasıl Yapılır? – Bir Hikâyenin Sıcak Buharında
Bugün size sadece bir çorbanın tarifini değil, aynı zamanda bir anıyı, bir yüreği ve biraz da hayatı anlatmak istiyorum. Çünkü bazı tarifler, ölçülerle değil, duygularla yapılır. Ve bazı çorbalar vardır; sadece karnı değil, kalbi de doyurur. İşte Kızılcık Çorbası da tam olarak öyle bir şeydir…
Bir Yaz Akşamı Başlayan Hikâye
O gün güneş, köyün üstüne pembemsi bir huzur bırakmıştı. Rüzgâr, erik ağaçlarını usulca okşarken, mutfağın içinde iki kişi vardı: Biri, elindeki kepçeyi bir savaş stratejisi gibi tutan Ali; diğeri ise sabırla onu izleyen, gözlerinde geçmişten bir sükûnet taşıyan Zehra.
Ali, “Tamam Zehra, bu sefer ölçülü olacağız. Kızılcıkları 200 gram alıyorum, suyu tam 1,5 litre ekleyeceğim. Bu kez mükemmel olacak!” diyerek elindeki tartıya odaklandı. Stratejik, çözüm odaklı, tam bir mühendis kafası! 😄
Zehra ise gülümsedi. “Ali, annem hep derdi ki, kızılcığın miktarını tartıyla değil, yüreğinle ölçersin. Ekşiliğini gönlün karar verir. Sen yeter ki sabırla karıştır.” dedi. Çünkü Zehra için yemek yapmak, bir hesap değil, bir bağ kurma biçimiydi. O, çorbayı pişirirken geçmişiyle, sevdikleriyle, kendisiyle konuşurdu.
Kızılcığın Rengi, Hatıraların Gölgesi
Ali’nin planı mükemmeldi, ama hayatın planları her zaman tutmaz ya hani… Kızılcıklar kaynamaya başlayınca taşkınlaştı, sanki çocukluk anıları taşmış gibi mutfağa yayıldı. Zehra bir yudum aldı, gözleri doldu.
“Bu tat…” dedi kısık bir sesle. “Annemin yaz akşamları yaptığı çorbanın aynısı.”
Ali, o an anlamıştı. Her çorbanın bir hikâyesi, her tadın bir geçmişi vardı. Kızılcığın o mayhoş lezzeti, aslında hayatın iniş çıkışları gibiydi; bazen tatlı, bazen ekşi, ama her zaman gerçek.
Kızılcık Çorbası Nasıl Yapılır?
Hikâyemizin ortasında, Zehra tarifini anlatmaya başladı. Ali dikkatle not aldı. Belki bu kez sadece bir çorba değil, bir anlam pişiriyorlardı.
- Malzemeler: 2 su bardağı kızılcık, 1,5 litre su, 3 yemek kaşığı toz şeker, 1 yemek kaşığı nişasta (biraz suda çözülmüş), arzuya göre tarçın veya karanfil.
- Hazırlanışı: Kızılcıkları yıkayıp tencereye alın. Üzerine suyu ekleyin ve kaynamaya bırakın. Kızılcıklar patlayınca süzün, posasını ayırın. Elde ettiğiniz suyu tekrar ocağa alın, şekeri ekleyin, ardından nişastalı karışımı yavaşça ilave edin. Koyulaşınca ocağı kapatın. Soğuyunca dolaba kaldırın, serin serin servis edin.
Basit gibi görünür ama bu çorbanın sırrı ölçülerde değil, karıştırırken hissettiklerinde saklıdır. Zehra’nın deyimiyle: “Kızılcık çorbası yaparken geçmişi düşünürsen, tadı hep güzel olur.”
Erkeklerin Planı, Kadınların Kalbi
Ali, karıştırdığı çorbanın içinde sadece meyve değil, hayatın karmaşasını da çözmeye çalışıyordu. “Demek bazen plan yapmadan da güzel sonuçlar çıkabiliyormuş,” dedi. Zehra gülümsedi: “Bazen kalp, aklın hesaplayamadığı şeyi tamamlar.”
İşte o gün ikisi de öğrendi: Erkeklerin stratejisiyle kadınların empatisi birleşince, sadece çorba değil, anlam pişer. Çünkü her yemek, iki farklı dünyanın ortak paydasıdır. Kızılcık çorbası da tam olarak o dengeyi taşır – ekşiyle tatlının aşkı gibi.
Bir Kaşık Hatıra, Bir Damla Sevgi
O akşam çorba soğuduğunda bile mutfak sıcaktı. Zehra bir kaşık aldı, Ali’ye uzattı. “Tadına bak bakalım, bu sadece bir çorba mı?” dedi. Ali bir yudum aldı, sustu. Çünkü bazen hiçbir kelime, bir çorbanın anlattığı kadar derin olamazdı.
Senin Hikâyen Hangisi?
Belki senin de annenin, teyzenin, ya da bir yaz akşamının hatırası var bu çorbada. Belki de ilk defa deneyeceksin. Ama ne olursa olsun, bu çorbayı yaparken birini hatırla. Çünkü kızılcığın rengi, sadece doğadan değil, kalpten gelir.
Yorumlara yaz, senin Kızılcık Çorbası hikâyeni de duyalım. 🍒 Belki seninki de bir başkasının hatırasına dokunur…